Türkiye, yüzyıllardır doğayla iç içe yaşam kültürünü sürdüren oba, yayla ve köyleriyle dünyanın en zengin coğrafyalarından biri. Bu doğal güzelliklerin arasında yer alan Hacel Obası, hem geleneksel oba kültürünü yaşatması hem de doğa turizmine sunduğu imkânlar sayesinde son yıllarda dikkat çeken bölgelerden biri oldu. Bunun yanında “Hacel Obasını Engin mi Sandın” türküsünde geçen hüzünlü hikâye de bölgenin kültürel hafızasını bugüne taşıyor.
Peki Hacel Obası nerede? Türküde anlatılan hikâye gerçek mi? Obanın özellikleri, kültürel değerleri ve türkünün trajik öyküsü nedir?
Hepsi bu detaylı yazıda…
Hacel Obası Nerededir?

Hacel Obası, coğrafi konumu itibarıyla Sivas iline bağlı Şarkışla ilçesinde yer alan bir oba alanıdır. Bölge, Sivas’ın yayla kültürünü yansıtan ve doğasıyla öne çıkan noktalarından biridir.
Yüksek rakımlı bir yapıya sahip olması, özellikle:
- temiz hava,
- geniş bitki örtüsü,
- yayla yaşam kültürü,
- doğal sessizlik
gibi doğa tutkunlarını cezbeden özellikleri beraberinde getirir.
Şarkışla’nın dağlık alanlarından biri olan obaya ulaşım kara yolu ile yapılır. Bölgede yayla evleri, küçük göletler ve akarsular bulunur. Yaz aylarında oba yaşamı daha yoğun yaşanırken, bahar dönemleri doğa yürüyüşleri için ideal kabul edilir.
Hacel Obası Hangi Şehirde?
Hacel Obası Sivas il sınırları içinde bulunur. Sivas’ın geniş coğrafyası nedeniyle obalar farklı noktalara dağılmıştır ancak Hacel Obası, özellikle Şarkışla ile anılır. Bölgedeki oba yerleşimi ve yayla yaşamı, Sivas halk kültürünün halen yaşadığı nadir noktalardandır.
Hacel Obası Hangi Bölgede?
Coğrafi bölge açısından bakıldığında Hacel Obası, İç Anadolu Bölgesi ile Doğu Anadolu’nun kesişim hattında yer alır. Bu nedenle iklim özellikleri hem İç Anadolu’nun karasal havasını hem de Doğu Anadolu’ya özgü yayla soğuğunu taşır.
Dağlık yapı ve yaylaların çokluğu obanın karakterini belirler:
- Yazları serin,
- Kışları sert ve kar yağışlıdır.
Hacel Obası Konumu Nedir?
Oba, dağ eteklerine yakın yüksek rakımlı bir noktada bulunur. Etrafı yaylalar, ormanlık alanlar, küçük dereler ve çayırlıklarla çevrilidir. Aynı zamanda çevrede yerel hayvancılık yapılması, oba kültürünün hâlâ yaşadığını gösterir.
Bu özellikleri nedeniyle Hacel Obası, yalnızca doğal güzelliği ile değil; fotoğrafçılık, ekoturizm, trekking ve kültürel geziler ile de öne çıkar.
Hacel Obasını Engin mi Sandın Türküsü Nedir?
Anadolu’da her türkü, gerçek bir yaşanmışlığa dayanır. Özellikle Sivas ve çevresinde doğan türküler, çoğu zaman bir:
- aşk,
- ayrılık,
- gurbet,
- keder
hikâyesini taşır. “Hacel Obasını Engin mi Sandın” türküsü de bunlardan biridir.
Bu türkü, bir aşkın acı hikâyesini anlatırken aynı zamanda Şarkışla’nın kültür hafızasını günümüze ulaştırır.
Türkünün Hikâyesi: Bir Aşkın Sessiz Çığlığı
Aşkın Doğuşu
Rivayete göre hikâye, Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Gedik Ovası’na yerleşen üç kardeş ile başlar. Burada zamanla bir oba kurulur ve bu oba yıllar içinde Hacel Obası adını alır.
Bu obada yaşayan varlıklı bir ailenin güzelliği dilden dile yayılan kızı Ayşe, genç yaşta obanın yakışıklı delikanlısı Mustafa ile birbirine gönül verir. Aşklarını gizlice büyüten gençler, ailelerinden habersiz buluşur ve sevgilerine sahip çıkarlar.
Ancak kader, ikilinin önüne ummadıkları bir engel çıkaracaktır.
Teğmen Nazım’ın Gelişi
Bir gün bölgeye okumuş, görgülü bir asker olan Teğmen Nazım gelir. Hem duruşu hem kültürü hem de saygınlığıyla herkesin ilgisini çeker. Ayşe’yi görür görmez ailesinden ister.
Ailenin ve çevredeki insanlardan bazılarının gözünde:
- şehirli,
- eğitimli,
- memur
biriyle evlilik, daha “yüksek” bir hayat demektir. Yeni elbiseler, takılar, zenginlik hayali Ayşe’nin dünyasını değiştirir.
“Memur Karısı Olur Vezir Olurum”
Rivayete göre Ayşe, annesinin teşvikiyle Mustafa’dan yüz çevirir ve şu sözleri söyler:
“Mustafa’ya varıp ineğin, dananın içinde rezil olacağıma; memur karısı olur vezir olurum.”
Bu cümle, Mustafa’nın kalbinde ömür boyu sürecek bir yara açar.
“Ayağında potini var, zengin mi sandın?”
Ayşe’nin değişimi Mustafa’yı yıkmıştır. Sevdiği kız artık yüzüne bile bakmamaktadır. Bunun üzerine Mustafa acısını türkülerle dile getirir.
Türküde geçen dizeler, onun sitem dolu sesidir:
“Hacel obasını engin mi sandın?
Ayağında potini var zengin mi sandın?”
Bu sözler, Ayşe’nin yeni hayata duyduğu hevesi ve Mustafa’nın kırgınlığını anlatır.
Verilen Sözlerin Unutulması
Türkünün diğer bölümleri de sitemle doludur:
“Önce söz verişin, sonra dönüşün.”
“Merdivenden tıkır mıkır inişin, çığırdaşır altın ile gümüşün.”
Her mısrada bir kırılma, bir hayal kırıklığı ve bir sessiz çığlık vardır. Mustafa’nın aşkı, terk edilmenin acısıyla türkünün dizelerine dönüşür.
Aile Baskısı ve Gelenek
Mustafa, türküsünde yalnızca Ayşe’ye değil, ona bu kararı aldıranlara da seslenir:
“Zalım anan duyar sana herslenir.”
Bu cümle, yaşanan ayrılığın ardındaki aile baskısına işaret eder.
Türkünün Mirası
Böylece obada yaşanan hüzünlü aşk, Hacel Obası Türküsü ile nesiller boyunca söylenmeye devam eder. Sivas’ın halk müziği geleneğinde önemli bir yer edinir ve bugün Türk halk müziğinin en sevilen ezgilerinden biri olarak kabul edilir.
Bu türkü, yalnızca bir aşkın hikâyesi değil:
- Anadolu insanının duyguları,
- oba kültürü,
- toplumsal değerler,
- geleneksel yaşam
üzerine de derin bir miras taşır.
Hacel Obası, yalnızca doğasıyla dikkat çeken bir yayla değil; aynı zamanda bir aşkın, bir kırgınlığın ve bir türkünün doğduğu yer olarak da kültürel hafızada yerini koruyor. Şarkışla’nın dağlarında doğan bu hikâye bugün hâlâ söyleniyor, dinleniyor ve duyguları yaşatıyor.













